Kral Pornografik!
İlke’ye, Funda’ya, Onur’a…
yalanım yok dünyada en çok sana hiddetlendim
çünkü sevdim
çok sevdim buna inandırdım imamı
Allah ve şahitler huzurunda sevgilim
belediye ikimizi topluma inandırdı
çoğu zaman bir öpücük kâfi mutabakattır
öyleyse attığımız imzaya ne gerek vardı
aşkımız hukuki bir gerekçeyle vurulmuştur
o imza devleti üstümüze bulaştırdı
ben seninle müşterek bir dert içindeyim
bizi yakan ateşe odun toplar gibiyiz
ben sana emir üzre esasen rezerveyim
seni türkçe düşünerek seviyorum sevgilim
anlıyorum ve derdimi anlatacak miktarda
seseni kekeleyebibiliyorumm
öyle çok kuş vurduk ki öyle çok havada
vurulacak kuşu dalından tanıyoruz
bak bu senden yaptığım uçurtmayla sevgilim
göğe kurşun sıkmayı artık yasaklıyorum
iç içe iki bozkır susuzluktan kudurmuş
bir seyyar pilavcı, bir zabıta ve köpek
çok şiddetli şeyler oluyor aramızda
seni bazen parçalara ayırmak istiyorum
sevgilim seninle pilav yemek istiyorum
kuş yerine bir zabıta vurabiliriz
bu tüm pilavcıları çok sevindirir
zabıta düşer yere köpek koşup getirir
çünkü bir zabıtayı öldürmek
seninle pilav yemek için hukuki bir gerekçedir!
yalanım yok dünyada en çok sana hiddetlendim
çünkü sevdim
çok sevdim buna inandırdım imamı
imamı inandırdım seni de inandırırım
bana empati yapma al götür bütün mal senin
beni anlaman ilişkiyi rasyonelleştirir
bir anlamı ortasından bölmek sevgilim
eve geç döneceğinin aleni bir resmidir
kör olsam ne yazar, parmak uçlarımla
sana dokunmam seni alfabeleştirir
bize bir muallâk bul gizem beslemeliyiz
kafesin kilidini bu gece indir
bırak kaçsın rahatımız hayvan gibidir
çok yıprandık daha da yıpranacağız
çünkü süratli bu mesafesizlik
fecaatle yorucu bir mesaidir
yorulmamız bu açıdan bizi meşrulaştırır
bu elimizdeki sermayedir üstelik
konformizm insanı gayrimeşrulaştırır
bu beni yanlış yerde aradığını gösterir
bana kuduz bir toplum çok yerimden yeltenmiştir
çocuk yaşta vazgeçtim insana aşılanmaktan
ben seni ısırırsam bil ki af dileyeceğim
sen benim dişlerime çok aldırma ne olur
ben onları bu yaşlara gelmek için sivrilttim
anlaşamıyoruz gibi duruyor ya o ceket
tam o sıra geçiyorum bütün üşümelerimden
tam o sıra bilesin bütün gücümle
titreyerek geçmiyorum, geçmiyorumdur senden
ben çok ceket yaktım ısınmak için
manyağın tekiyim manyağın tekisin manyağın teki!
manyak mıyız neyiz bildiğin mücevher elimizdeki!?
haritasız bir definecinin gömüyü bulmasından daha zorlu bir iştir
iki insanın birbirini diğer bütün haritalardan silebilmesi
şimdi unuttuğumuz bir rüyadan uyandık
şimdi düşman belliyoruz bu yüzden uykuları
şimdi bütün görüntüler acayip karıncalı
şimdi karım olarak sonsuza dek kalmalısın
beni zor bellemen senin kolay olmandan değildir
aslında ben çekilecek bir adam da değilimdir
yol üstünde aksamak güzergâhın şerrinden değildir
soyunmuş bir kral artık kral değildir
rüyayla düpedüz dalaşıyor gerçeklik
biz dünyayı rüyamızla donatalım sevgilim
gerçek dediğin devlet kadar puşt bir yalancıdır
seni benden ayıran her şey yalancıdır
görünen görenin körlüğüyle müttefik
kral çıplak değil,
kral pornografik!
Alper Gencer
Ekim 2010
Üsküdar
"yaralarım aşktandır"
Füruğ
Füruğ
27 Ekim 2010 Çarşamba
22 Ekim 2010 Cuma
SANMAN Kİ...
Sanman ki taleb-i devlet-i cah etmeğe geldik
Biz aleme bir yar için ah etmeğe geldik
Yenişehirli Avni Bey
4 Ekim 2010 Pazartesi
BİR OTOBÜS DOLUSU İMAN GÖRDÜM SEVGİLİM!
Bu Bir Sopa Değildir!/Alper Gencer
Galeri NON’un sahibesi,
kardeşim Derya Demir’e…
bu gece beraber gidelim linçe
sopaları sabahtan suya koy ağırlaşsın
kafirler sokağa dökülmüşler içince
şu çıplağı döveyim de giyinmeye alışsın
susuz kalmış bir makyavel “suuu!” diye bağırıyor
bu bir şehrin kendinden geçmesine sebeptir
demek ki bir otel yakılacak birazdan
bir köyünü basacaklar tam şuramızın
senin gözlerinden edindiğim galeyan
kendine bir şarampol büyütür hiç durmadan
aşık olmak kötü yaza hazırlanmak gibidir
ve ülkede başbakanın kalbi olması
en çok ve hala zenginleri ilgilendirir
bu gece beraber gidelim linçe
dayak yiyen öğrenci – dayak atan muallim
bizim de katkımız olsun bu bilince
sopaları sudan hadi çıkart sevgilim
işte şimdi şuramda şeksiz bir şaman kadar bir şehir
sokak sokak sopalar ve softalarla soluyor
bir otobüs dolusu iman gördüm sevgilim
nehir gördüm aklında deniz vardı sadece
oysa bütün hatlarıyla gürül gürül bir nehir
kışın ortasında bem-
beyaz bir kelebektir
haklı düşen tırtıl, kozayı parçalarsa
kelebeklik bahtını yitirecektir
ey sopaoğlusopalar! ey camcıların simsarı!
ey ziftveçamurabulanmışinancınkaramsarı!
neye inandıysan onu lekeledi gazabın
temsil haritalarında,
eşkâlin durmadan bir siyahı yontuyor
bir kurt durmadan bir asayı yontuyor
bir mescit durmadan bir Süleyman yontuyor
Allah’ın sopası yoktur sevgilim
ve sanat şu kadar umrumdaysa namerdim
galeyan kara bir kısrak gibi çiftleşiyor öfkeyle
erkek atlar şaha kalkıyorken şehvetli
çerçi kızı boncuğa aşık olur ya
kavga etmek dururken barış zahmetli!
ömrümüz bir komploya kurban gitmeden
sermayeden çok fena tiksiniyorum
şucuymuş bucuymuş yalan sevgilim
her insan ötekine zaten öteki
kim neye iman ederse etsin
camcıları kimseler sevindirmesin!
haklı olmak değil de burada haklı kalmak
sopasız bir halkı besler kasıklarımda
o halk ki kendini bir türlü olamadı
o halk ki her türlü safsataya karnı tok
bu bir sopa değildir, şiirdir sevgilim
Allah’ın sopası yok! Allah’ın sopası yok!
Alper Gencer
Eylül 2010
Üsküdar
Galeri NON’un sahibesi,
kardeşim Derya Demir’e…
bu gece beraber gidelim linçe
sopaları sabahtan suya koy ağırlaşsın
kafirler sokağa dökülmüşler içince
şu çıplağı döveyim de giyinmeye alışsın
susuz kalmış bir makyavel “suuu!” diye bağırıyor
bu bir şehrin kendinden geçmesine sebeptir
demek ki bir otel yakılacak birazdan
bir köyünü basacaklar tam şuramızın
senin gözlerinden edindiğim galeyan
kendine bir şarampol büyütür hiç durmadan
aşık olmak kötü yaza hazırlanmak gibidir
ve ülkede başbakanın kalbi olması
en çok ve hala zenginleri ilgilendirir
bu gece beraber gidelim linçe
dayak yiyen öğrenci – dayak atan muallim
bizim de katkımız olsun bu bilince
sopaları sudan hadi çıkart sevgilim
işte şimdi şuramda şeksiz bir şaman kadar bir şehir
sokak sokak sopalar ve softalarla soluyor
bir otobüs dolusu iman gördüm sevgilim
nehir gördüm aklında deniz vardı sadece
oysa bütün hatlarıyla gürül gürül bir nehir
kışın ortasında bem-
beyaz bir kelebektir
haklı düşen tırtıl, kozayı parçalarsa
kelebeklik bahtını yitirecektir
ey sopaoğlusopalar! ey camcıların simsarı!
ey ziftveçamurabulanmışinancınkaramsarı!
neye inandıysan onu lekeledi gazabın
temsil haritalarında,
eşkâlin durmadan bir siyahı yontuyor
bir kurt durmadan bir asayı yontuyor
bir mescit durmadan bir Süleyman yontuyor
Allah’ın sopası yoktur sevgilim
ve sanat şu kadar umrumdaysa namerdim
galeyan kara bir kısrak gibi çiftleşiyor öfkeyle
erkek atlar şaha kalkıyorken şehvetli
çerçi kızı boncuğa aşık olur ya
kavga etmek dururken barış zahmetli!
ömrümüz bir komploya kurban gitmeden
sermayeden çok fena tiksiniyorum
şucuymuş bucuymuş yalan sevgilim
her insan ötekine zaten öteki
kim neye iman ederse etsin
camcıları kimseler sevindirmesin!
haklı olmak değil de burada haklı kalmak
sopasız bir halkı besler kasıklarımda
o halk ki kendini bir türlü olamadı
o halk ki her türlü safsataya karnı tok
bu bir sopa değildir, şiirdir sevgilim
Allah’ın sopası yok! Allah’ın sopası yok!
Alper Gencer
Eylül 2010
Üsküdar
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)