7 Haziran 1987'de memleketine dönen Cahit Zarifoğlu için...
I.
Okur Mektubu
cahit
abi
87den bu yana çok şey değişti
87den bu yana çok şey değişti
sana
ya mektup yazılır ya şiir
hepsinden iyisi bir fatiha
o incele incele bir iz olan ruhuna
bir 40 küsur sene dokundun ki
şu dünyaya, evveliyatını bilmem, az mı ama
bir kalp bilmediğini öğretir gibi dünyaya
şimdilerde bir rüzgâr esiyor sanırım samyeli
hepsinden iyisi bir fatiha
o incele incele bir iz olan ruhuna
bir 40 küsur sene dokundun ki
şu dünyaya, evveliyatını bilmem, az mı ama
bir kalp bilmediğini öğretir gibi dünyaya
şimdilerde bir rüzgâr esiyor sanırım samyeli
herkes
toplanmış doğunun orta yerinde
sanki
doğru söylüyor bu defa ortadoğu
gene
yalan söylüyor gerisi
görseydin oturup ağlardın
yo hayır oturmazdın ama kesin ağlardın
biz internetten takip ediyoruz meseleyi
-ne harbiydin ama sakalların vardı
görseydin oturup ağlardın
yo hayır oturmazdın ama kesin ağlardın
biz internetten takip ediyoruz meseleyi
-ne harbiydin ama sakalların vardı
adama
çekip vur diyordu nerde görsen zulmü
bir
tebrik bile edemedik meyil yoluyla mısırlı tunuslu kardeşleri
sen
kalkıp para yollardın 79da afganistanlı meral marufa
en
çok hangi şairi görmek isterdim o yanda
diye sorarken farkettim bu gerçeği
diye sorarken farkettim bu gerçeği
hele bi karşılaşalım ilk şunu diyeceğim sana
şiir miir yalanmış be abi!
şiir miir yalanmış be abi!
II.
Aramızda
Yalnız O
aramızda yalnız o
o olarak nallarını parlatır gibi bir atın ilahiler
söylenen kirli sakallı bir odadan balkona atarak kendini bir genç kızın
karanlığından çekip hınçla ve kaynayan bir süt renginde trenlerle ahbap
sokularak bir müddet gençliğin ter akan sularından avrupalanmaklı günlere sonra
dönüp memlekete uyanır gibi çok rüyalı bir uykudan kalkar gibi kumar masasından
-evet aynen öyle döndü Avrupa’dan kalkar gibi kumar masasından- seğirtir
alanlara açık havalara bir gece dayanır kapısına zekanın iliştirerek bütün her
şeyini beni deli ettin ama iyi de ettin diyerek kalkar gider -sağcı değildi
amma en çok o severdi necip fazılı-
kalkar gider yol sorar yol bulur yol açar sakal tutar sakal bırakır
aramızda yalnız o
maraş sokaklarında germen sokaklarında kars garında
istanbul tuzla kışlada ha bire kavgalı dünyayla ha bire sevdalı dans eder
ilahiler aklında ince bel yanık türkü dalgalanan saçlar ah yanılmak payı ah
dişiliğini kullanma* artık Avrupa –- orda memleket orada secdeler şelaleler
caddeler seccadeler
aramızda yalnız o
gizlice ağlayan bir şark çocuğuna atlar emanet eden
elleriyle tütün kokan elleriyle aramızda bir tek o yasinler okunan bir odadan
uzatarak boynunu ta avlunun kapısına yoldan gelip geçenlere bir müddet
kelimesiz bakınarak sonra ansızın bir bakış bir el bir koku sonra tövbe bir
kere daha tövbe sonra tövbenin sıcaklığı bir sıcak çorba gibi deveranı gövdede
sonra bir sigara sonra koşarak tekrar giren o adam odanın tam ortasına
aramızda yalnız o
öyküler
şiirler romanlar ortasında daktilonun başında meczup kelimelerle herkes kendi
işinde ciddiye alınmak değil mesele neydi mesele yeniden hal sormak cezbolmak
Allah’ın kelimeleriyle aramızda bir tek o büyük fikirlerin ortaya atıldığı
bıyıklı bir odadan en fenası dostların bile sırıtması tam kendini atacakken
zalimin ortasına tam mahrem şiirlerle açacakken mazlumun kilitli kapısını tam
gizli gizli öpecekken tek öpülmesi gerekeni ah en kötüsü müslüman olmak varken
islamcı olması dostların bile
ekmek
yemek dururken ha bire ekmekten konuşması
aramızda bir tek o
şiirden teknikten üsluptan dem
vurulurken gözlüklü bir odada göğsünü yarar gibi açar pencereleri herkesin
hayretinden kalkar gider bağırır aramızda bir tek o herkese ve herkesin
duyacağı şekilde bir şiirin orta yerinde köyün kahvesinde bulvarda ama mertçe
delikanlıca aramızda bir tek o akord etmeden ses tellerini öyle içten öyle
derin öyle hakiki bağırır hiç çekinmez:
‘rasko iman ağrısı çekmektedir.’
Yunus Melih Özdağ/ 7 Haziran 2011
*rahmet sana milyon çiçek ilhami abi!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder