"yaralarım aşktandır"
Füruğ

7 Haziran 2012 Perşembe

Cahit Zarifoğlu İçin İki Dal Sigara


                                               7 Haziran 1987'de memleketine dönen Cahit Zarifoğlu için...
I.
Okur Mektubu

cahit abi
87den bu yana çok şey değişti

sana ya mektup yazılır ya şiir
hepsinden iyisi bir fatiha
o incele incele bir iz olan ruhuna
bir 40 küsur sene dokundun ki
şu dünyaya, evveliyatını bilmem, az mı ama
bir kalp bilmediğini öğretir gibi dünyaya
şimdilerde bir rüzgâr esiyor sanırım samyeli
herkes toplanmış doğunun orta yerinde
sanki doğru söylüyor bu defa ortadoğu
gene yalan söylüyor gerisi
görseydin oturup ağlardın
yo hayır oturmazdın ama kesin ağlardın
biz internetten takip ediyoruz meseleyi
-ne harbiydin ama sakalların vardı
adama çekip vur diyordu nerde görsen zulmü
bir tebrik bile edemedik meyil yoluyla  mısırlı tunuslu kardeşleri
sen kalkıp para yollardın 79da afganistanlı meral marufa

en çok hangi şairi görmek isterdim o yanda
diye sorarken farkettim bu gerçeği
hele bi karşılaşalım ilk şunu diyeceğim sana
şiir miir yalanmış be abi!

II.
Aramızda Yalnız O

aramızda yalnız o

o olarak nallarını parlatır gibi bir atın ilahiler söylenen kirli sakallı bir odadan balkona atarak kendini bir genç kızın karanlığından çekip hınçla ve kaynayan bir süt renginde trenlerle ahbap sokularak bir müddet gençliğin ter akan sularından avrupalanmaklı günlere sonra dönüp memlekete uyanır gibi çok rüyalı bir uykudan kalkar gibi kumar masasından -evet aynen öyle döndü Avrupa’dan kalkar gibi kumar masasından- seğirtir alanlara açık havalara bir gece dayanır kapısına zekanın iliştirerek bütün her şeyini beni deli ettin ama iyi de ettin diyerek kalkar gider -sağcı değildi amma en çok o severdi necip fazılı-  kalkar gider yol sorar yol bulur yol açar  sakal tutar sakal bırakır

aramızda yalnız o

maraş sokaklarında germen sokaklarında kars garında istanbul tuzla kışlada ha bire kavgalı dünyayla ha bire sevdalı dans eder ilahiler aklında ince bel yanık türkü dalgalanan saçlar ah yanılmak payı ah dişiliğini kullanma* artık Avrupa –- orda memleket orada secdeler şelaleler caddeler seccadeler

aramızda yalnız o

gizlice ağlayan bir şark çocuğuna atlar emanet eden elleriyle tütün kokan elleriyle aramızda bir tek o yasinler okunan bir odadan uzatarak boynunu ta avlunun kapısına yoldan gelip geçenlere bir müddet kelimesiz bakınarak sonra ansızın bir bakış bir el bir koku sonra tövbe bir kere daha tövbe sonra tövbenin sıcaklığı bir sıcak çorba gibi deveranı gövdede sonra bir sigara sonra koşarak tekrar giren o adam odanın tam ortasına

aramızda yalnız o

öyküler şiirler romanlar ortasında daktilonun başında meczup kelimelerle herkes kendi işinde ciddiye alınmak değil mesele neydi mesele yeniden hal sormak cezbolmak Allah’ın kelimeleriyle aramızda bir tek o büyük fikirlerin ortaya atıldığı bıyıklı bir odadan en fenası dostların bile sırıtması tam kendini atacakken zalimin ortasına tam mahrem şiirlerle açacakken mazlumun kilitli kapısını tam gizli gizli öpecekken tek öpülmesi gerekeni ah en kötüsü müslüman olmak varken islamcı olması dostların bile
ekmek yemek dururken ha bire ekmekten konuşması
 
aramızda bir tek o 

şiirden teknikten üsluptan dem vurulurken gözlüklü bir odada göğsünü yarar gibi açar pencereleri herkesin hayretinden kalkar gider bağırır aramızda bir tek o herkese ve herkesin duyacağı şekilde bir şiirin orta yerinde köyün kahvesinde bulvarda ama mertçe delikanlıca aramızda bir tek o akord etmeden ses tellerini öyle içten öyle derin öyle hakiki bağırır hiç çekinmez:

‘rasko iman ağrısı çekmektedir.’

 Yunus Melih Özdağ/ 7 Haziran 2011

*rahmet sana milyon çiçek ilhami abi!

Hiç yorum yok: