ESMA-ÜL HÜSNA ŞİİRLERİ
(Latîf)
Fatma Asya Özdağ'a
Şehre bir adım mesafede tuttum nefesimi
Caddelerimi yağmura bıraktım
Külledim soğuyan kalbimin rengini
Daha ne olsundu göğüs germiştim kendime
Asra çark ederek sözüme falso vermiştim
Kuyruklu yıldız çarpmamıştı henüz çocukluğuma
Caddelerimi yağmurda bıraktığımdan haberi yoktu aşıklığımın
Öyle bir mertebesi de yoktu zaten külhanbeyliğimin
Geceyi alnından kanattığımı hiç kimse bilmedi
Bilemezdi de yorganımdan taşan ızdırabını uykumun
Sana bir cevabı olmayacak, sorularında terleyen mahcubiyetimin
Sana ulaşmayacak nehirleri boğup atıyorum içimden
O kadar da mütevazı sayılmam azıcık kelam bilirim
Seni bilirim dersem altı yönüm örs mü olur cehaletime
Sen buğday vermezsen kimin adına yemin ederim ki
Ya da sorularımı kaybetsem,
Neden neden diye bir soru çıkagelir mi üstüme.
Aşıklığı bilmezdim
Örneğin,
Yusuf mu kuyunun içinde, kuyu mu Yusuf’un
Dolu başak yılında Züleyha neden eksik bakışlı
Firavun kutsal kitaplardan sürekli göç halinde
Sen evet demezsen Ey LATÎF
Bıçağım kesmez sözün boğumunu
Düşlerime yıkılır rüzgârlarım,
Yusuf’un tabirinde kıyamet olur kendime koparım.
Bazen kuytu bir gök delinir gözbebeklerimde
Islatır şehre yağan sağanağını yalnızlığın
Mor öpücüklere kurulu salıncaklarda uyanır bir çocuk sesi
Alır tüm denizlerimi yastığına boşaltır
Ey Rabbim, ben bu dünyanın nesi oluyorum
Kalemimde bir sakarlık var mürekkep damlatıyor
Sırrımı saklayacağım bir yer yok sırrımdan başka
Uçurumlarımla birlikte düşüyorum içimdeki tuzağa
Sen vaktimi tutup kaldırıyorsun
Bir küheylan terliyor alacakaranlığında zorluğun
Haddimi aşsam da aşmak istemem denizin yorgunluğunu
Belki dökülürüm olmadık yerden sevgilinin kalbine
Yoğunlaşır bir ses olurum Allah diye.
Erdal Çakır/HU/Hece Yayınları 2011
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder